Külliyat:2564 Yılında Anomaliler
Uzay Korsanları
"Yarr harr fiddlie dee." Terragov Barış Güçlerinin gemisini normal bir gemi sanıp yağmalamaya gelen korsanın son iletileri
Uzay Korsanları uzayda gemileri ile seyehat eden bir grup yağmacı veyahut çapulcudan farksızdır, geçimlerini yağma ile geçirdikleri için ne kadar çok ganimet kazanırlarsa o kadar iyi bir hayat idame ettirebilecekleri için baskınlarını çok fazla yere atarlar. Ayrıca Uzay Korsanları tek çeşit gruplardan oluşmaz kimi Uzay Korsanının tayfası iskeletlerden oluşur kiminin tayfası ise insanlardan.
Uzay Korsanlarının Sendika ile bağlantısı ise plazmanın keşiflerine dayanır, Sendika ile anlaşarak Sendika destekli istasyon baskınları yapan Uzay Korsanları bu baskınlardan elde ettiği ganimetleri Sendikanın yardımları için bölüşür hatta Sendika Nanotrasen'e daha fazla salça olması adına kendi üst düzey personellerini korsanlara eğitim vermesi için zaman zaman gönderdiği bile olmuştur.
Uzay Korsanları istasyonu baskına gelmeden önce istasyona kargo mallarının %80'ini öksürmeleri için mesaj çeker. Bir süre bu mesaja geri dönüt oluşmazsa korsanlar kendi elleri ile malları almak için istasyona gelirler. Bunun amacı ise Korsanların kolay yoldan para kazanmaya çalışmasıdır.
Suretçalar
"Güvenlik Şefi Zen Işıkyıldızı bildiriyor, sanırım bu departmanda yolunda gitmeyen bazı şeyle-" * "ARBEDE SESLERİ, SES CIZIRTISI* " Yanlış alarm, her şey gayet yerli yerinde. İşinizin başına geri dönebilirsiniz." Kim ve nerde iletildiği bilinmeyen bir radyo iletisi.
Suretçalarlar insanlık uzayı keşif ettiğinden beri insanlığa bela bir sorun haline gelmiş ve bu sorunla başa çıkmak için alanında uzmanlar taktiksel savunma, saldırı metotları geliştirmiştir.
Suretçalarlar sülük böceği mantığı ile hareket eden bir yaratıktır, Suretçalar bazen bir düşen meteorun bazen ise bir hayvanın derisinin üzerinde kurbanını bekler halde olur. Suretçalar istediği şekilde bir organizma (Organizmanın karmaşık olması önemlidir; insan, pullusoy gibi.) üzerine yapışmayı becerirse çok kısa süre içerisinde beden üzerinde hakimiyet kurar ve organizmayı kendi emelleri üzerinde hareket etmeye zorlar. Emelleri arasında insan öldürmek olan Suretçalarların davranışın asıl sebebi çeşitli gözlem yapan insanlar tarafından diğer Suretçalarlara kolaylık sağlamak için yaptığı tahmin edilir.
Suretçalarların aslen nereden geldiği bilinmemekle beraber arkasında çok fazla soru işareti bırakan bir anomali türüdür.
Kültistler
"Nar'Sie yükseliyor! Yüce Nar'Sie'nin şanını kanınla anacağım!"
Kültistler temel olarak ikiye ayrılsa bile şuan yaşayan kültler Kan Kültistleri olarak devam eder.
İlk olarak Kan Kültistlerinden bahsedelim.
Kan Kültistleri - Nar'Sie
Kan Kültistleri Nar'Sie adında bir tanrıya tapan çoğu din adamı tarafından sapkın olarak karşılanan bir tarikattır... Ya da din mi demeliydim? Bu tarikatın ne zamandan beri var olduğu bilinmese bile bilinen tek şey Nar'Sie isimli tanrının eski insan uygarlıklarıdan beri tapılan bir varlı olmasıdır.
Kan Kültistleri kanlarından rünler çizerek çeşitli ayinler yaparlar ve diğer insanları tarikat üyesi yapmak için çizilen bu kanlı ründen yaparlar.
Kan Kültistleri yayılırken aralarında bir lider seçer ve bu lider sayesinde büyük ayinler gerçekleştirirler. Bu lider ayrıca Kan Kültistlerine öncülük eder.
Kan Kültistlerinin asıl hedefleri bulundukları mekanlara Nar'Sie adlı tanrıyı getirerek bedenlerini Nar'Sie'nin hizmetçisi olan varlıklara çevirmeye çalışırlar. O derece sapkınlık desene.
Teknoloji Kültistleri - Rat'Var
Teknoloji Kültistleri kendilerine ait olan Cogs Şehri diye bir mekanda başlar asıl hedefleri yine Kan Kültistleri gibi kendi tanrılarını çağırmak olsa bile bu meseleyi güçlerinden dolayı pek dert etmezler, ellerindeki güçler ile insanları kolaylıkla kendi tarikatlarına çekebilirler.
Teknoloji Kültistlerinin tanrısı olan Rat'Var, Nar'Sie ile verdiği savaş sonucu yenik düşmüş ve 13. Uzay İstasyonunun üzerinde kurulduğu bir gezegen olan Lavaland'e düşmüştür.
İki Tarikatın Savaşı
Nar'Sie ile Rat'Var arasındaki savaş insanlığın elektriği bulmasından itibaren aralarında verdikleri savaş devam etmiştir. Nar'Sie'nin tarikatının evrende daha güçlenmesi ve alıcı bulması sonucunda Rat'Var, Nar'Sie'ye nazaran geri kalmış. Nar'Sie ile Rat'Var tam olarak nerede karşılantığı bilinmese bile 13. Uzay İstasyonu ile Güneş Sistemi arasındaki bölge içerisinde yer aldığı düşünülmektedir. Bu karşılaşmanın sonucunda Rat'Var ölmüş ve tarikatı dağılmıştır.
Ksenomorflar
"SsSsSS SssSsSS sSSSSss SSsssSsSSsss!!"
Temel
Ksenomorflar güçlü derileriyle ve duvar arkasını görebilecek kadar güçlü gözleriyle tanınsa bile o kadar basit canlılar değillerdir.
Ksenomorfların insanlarla tanışmaları insanlığın uzaya çıkıp plazmayı bulmasının ardından hemen sonra bir maden istasyonun Ksenomorflar tarafından ele geçirilmesiyle tanışılmıştır. Bu tanışmanın pekte sıcak olduğu söylenemediği için Terragov hükümeti bu kanlı maden istasyonunun sahipliğinin değişimini hiç hoş karşılanmamış olacak ki Terragov hükümeti TGMC adlı bir birlik kurmuş ve bu birliği sadece bu güçlü Ksenomorf'lara karşı mücadele etmesi için ayırmıştır.
Türün Devamı
Ksenomorf'ların tek cinsiyeti dişi olmakla beraber nasıl türlerini devam ettireceklerini sizlere kısa bir şekilde anlatacağım:
Ksenomorf Kraliçesi tarafından yumurtlanan erkek dölleri (Bunlara biz yüzyutucu diyoruz) üretilir ardından ana rahmi görevi gören karışık organizmalara (İnsan, pulsoylu, maymun vb.) yerleştirir ve erkek dölleri vücudu dölleyerek yeni bir yavrunun (Her yavru dişi doğuyor) dünyaya gelmesine vesile olur.
Hiyerarşi
Ksenomorf'lar içerisinde hiyerarşi bulunur, bu nasıl olacak diye sorarsanız:
Ksenomorf'lar larva olarak doğarlar ve bu şekilde büyürler. Doğdukları anda sarımsı bir renge sahip olan larvalar vakit geçtikçe kırmızılaşır ve yavaştan Kız Kardeş formuna bürünür.
Kız Kardeş formu larvadan sonra gelen ilk aşamadır. Kız Kardeş formu 3 gruba ayrılır:
- Avcılar
- İşçiler
- Gözcüler
Avcılar
Avcılar genel olarak yuvanın güvenliğini sağlamakla beraber yuvaya ana rahmi yerine geçen organizmaları getiren ksenomorf olmasıyla bilinir.
İşçiler
İşçiler yuvanın düzenliğini sağlar desek hiç yanlış olmaz. İşçiler genel olarak yuva için duvarları, yatakları ve çeşitli yuvaları hazırlar.
Gözcüler
Gözcüler yuva içerisi güvenliği sağlamak ve avcılara haber vermek amacıyla etrafı gözetlerler.
Abla
Abla Kız Kardeş Formundan sonra gelen diğer bir rütbe sayılabilir. Ablalar avcılar, gözcüler ve işçiler gibi özelliklerin bütününü barındırmakla beraber saldırma yetenekleri daha farklıdır.
Kraliçe
Kraliçe Abla formundan sonra gelen rütbe sayılabilir. Kraliçeler diğer bütün formların özelliklerini taşır ve daha fazlasını taşır, yuvayı yönetir, emir verir
Kaçaklar-Avcılar
Kaçaklar ve Avcılar istasyon içerisinde kovalamaca yaratan anomalilerden birisidir.
Kaçaklar
Kaçaklar Terragov'un kırmızı listesinde aranmakta olan ve üzerine para ödülü koyulan yasadışı bireylerdir.
Avcılar
Avcılar Terragov'un kırmızı listesinde aranmakta olan ve üzerine para ödülü koyulan yasadışı bireyleri yakalamak için bireyleri yakalamaya çalışırlar. Genellikle bu kişiler bir yere bağlı olmayan kelle avcılarıdır.
Karabasanlar
"Karanlık Ebedidir. Ancak insanlık değil!"
Karabasanlar çoğu zaman kişilerin yalnız olarak bulunduğu maintler, dormslar gibi dış ortamlardan uzak ortamlarda insanların korku ve kaygısının oluşması sonucunda meydana gelir. Karabasanlar insanların temel korkuları olan yalnızlık ve karanlık korkusu gibi dürtülerden beslenmesiyle bilinir, Karabasanlar insanlar gibi konuşmasını bilmesinin dışında merhamet, üzüntü gibi duyguları beslediği rahatlıkla görülebilir.
Karanbasanlar ilk ortaya çıkışlarından itibaren (Tarih belirsiz muhtemel 23 yy. ortaları) konuşularak anlaşılmaya çalışılmış fakat bir türlü başarılı olunamamıştır.
Karabasan- Madenci Çatışması
Nanotrasen maden tesisleri kurmaya başladığından beri madenlerde küçük küçük Karabasan tapınaklarına rast gelmiş ve Nanotrasen madencileri ile Karabasanlar arasında sürekli bir mücadele meydana gelmiştir. Nanotrasen yetkilileri ise bu durum günün sonunda madencileri tarafından Karabasan tapınaklarını yıktıkları için bu durum pekte önemli karşılanmamıştır.
Karanlığın Tanrısı Nyx
Ayrıca Karabasanların taptığı tanrının ismi Nyx'dır. Bu isim Yunan Mitolojisinde yer alan Gecenin ve Karanlığın Tanrıçası olarak bilinir.
Nyx'ın tam olarak şeklinin tanımı yapılamayan tanrıdır. Her ne kadar Karabasanlar Nyx'a tapıyor olsalar bile Nyx sadece Karabasanların tanrısı değildir. Çeşitli gezegenlerde insanlar, pullusoylar ve arkanidler dahi bu ırka tapabilen türlerdir. Nyx karanlıktan güç aldığından dolayı ibadetler sadece karanlık ortamlarda veyahut geceleri yapılabilir.
Bazı araştırmacılar tarafından Karabasanlar Nyx'ın yarattığı kullar bazen ise melekler olarak adlandırılır.
Heretik
"İnsanlığın en eski duygusu korkudur ve korkuların en eskisi bilinmeyene karşı olandır. Korku artık unutulmuş, yutulmuş, parçalanmış. Fakat Mansus'un örtüsü zayıfladı. Onlara tekrar korkuyu tattıracağız..."
Uzayın derinliklerinde, kimsenin bilmediği karanlık ve antik bir sır gizlidir. Bu sır, insanın hayal gücünün ötesinde güçler barındırır ve sadece seçilmiş birkaç kişi tarafından anlaşılabilir. Bu kişiler, "Heretik" olarak bilinir.
"Heretik"ler, normal insanların aksine, yasaklanmış ve tehlikeli bilgilerin peşinden giderler. Onlar, evrenin karanlık köşelerinde saklanan eski tanrıların ve şeytani varlıkların fısıldadığı gizemli öğretileri takip ederler. Bu öğretiler, onları inanılmaz güçlere sahip kılar; ancak bu güçlerin bedeli ağırdır. Heretik, bu karanlık güçleri kullanarak kendini geliştirmeye ve nihai hedeflerine ulaşmaya çalışır.
Heretik'in yolculuğu, sıradan bir araştırmacının eski bir el yazmasını keşfetmesiyle başlar. Bu el yazması, kayıp bilgileri ve karanlık ritüelleri içeren bir kitaptır. Heretik, bu kitabın cazibesine kapılır ve içindeki bilgileri kullanarak güç kazanmaya başlar. Ancak bu güç, insanlıktan uzaklaşmasına ve gittikçe daha da karanlık bir yola sapmasına neden olur.
Cin
"Yeter artık! Ne cinmiş be? Din adamı ne işe yarıyor?" Çarpılmaktan bezmiş doktorun radyodan bağırdı iletiler.
Cinler mitolojik çağlardan beri inanılan mistik canlılar olmasının yanı sıra elektriğin bulunmasının ardından mor silüetli cin söylemi halk arasında yaygınlaşmış dönemin din adamları buna çözüm bulmaya çalışmıştır. Bir zaman sonra din adamlarınına da görünnmeye başlamış ve din adamlarının bu cinden etkilenmediği anlaşılınca mücadele etme yöntemlerini keşfetme hızı artmıştır.
Bir süre cinlerle başa çıkmaya çalışan din adamları yaptıkları gözlemler sonucunda cinlerin ölü bireylerin ruhlarıyla beslendiği ve tuz, kutsal su gibi maddelerden zarar gördüğü fark edilmiştir. Bunun fark edilmesi üzerine bu bilgiler nesilden nesile aktarılmış 26. yüzyıla kadar ulaşmıştır.
Nanotrasen ise bu cinlerin mürettebatı rahatsız edebileceği tehlikesini de göze alarak istasyonlarına bir din adamı atamıştır.
Alıkoyucular
Alıkoyucular aslen kökenleri ve amaçları bilinmeyen değişik varlıklar olmalarıyla bilinir.
Alıkoyucular çeşitli mekanlara (Maden ve uzay istasyonları öncelikli) form değiştirerek ortam içerisinde yer alan bireylere bürünürler ve onlar gibi davranmaya çalışırlar. Fakat pekte başarılı oldukları söylenemez, sonuçta konuşma yetisi olmayan telepati ile konuşan üst düzey varlıklar.
İnsanları kaçırıp üzerinde deney yapan bu varlıklar bundan keyif alıyor gözükecek ki bunları yapmaya devam ediyorlar. Üzerinde deney yapılan denekler hakkında analizler yapıldığı vakit denekler kendilerine verilen rastgele görevler dahilinde ilerlemek zorunda hissediyorlar.